13 Nisan 2008 Pazar

MAŞRAPA BİR TERKEDİLİŞ SİMGESİDİR

O mezun oluyor gidiyor, hem de derece yapıyor gidiyor. Ben oluyorum dereceli silindir.

Hatta dereceli taharet maşrapası... Herkes kıçını dönmüş bana. Boyuna kıç görmekten olmuşum bir taharet maşrapası.

Uygunsuz bir yaşam sürmeye başlıyorum terk edilişten ötürü. Uygunsuz yaşam uygunsuz koşulları beraberinde getiriyor. Ev hippi evi oluyor. Odada masanın üstünde pislikler, çöpler, yerlerde çoraplar... O an Uğur Dündar Arena ekibini toplayıp gelse ya bizim eve. “Uygunsuz şartlarda yaşayan öğrenciler... Görüyorsunuz sayın seyirciler.”
Kapatsa bizim evi sonra…

"Ev sahibim misin ulan?" desem Uğur Dündar’a. Sonra sahiden ev sahibim olduğunu öğrensem Uğur Dündar’ın... İyice sarpa sarsa işler. Canlı yayında küfürün bedelini kanal kapatmasıyla ödese onlar.. Üzerine Arena ekibi beni ibret olsun diye canlı yayında bir daha dövse. Kanal tekrar kapansa...

Kanal açılıp kapansa ben sürekli dayak yedikçe... Kısır döngülü bir kan davası şeklini alsa işler.

Bir süre sonra döngü biter, herkes gider. Yine dereceli taharet maşrapası olurum. Beni dövenler bile gider.

Sıkıntılar bitmese giderim yine kanala, kendimi dövdürmeye... Maksat maşrapalıktan kurtulmak… Alem biraz maşrapa olsa...

Eminim ki alem maşrapa olsa onlara sadece su dolardı.

Maşrapanın da melankoliğini de ilk defa görüyoruz ama ha. Hadi ordan şabalak! Ahanda yine maşrapa olduk.

Maşrapa benim gözümde terk edilişin simgesi olmuş be...

BİLGEHAN ANIL

Hiç yorum yok: