13 Nisan 2008 Pazar

ÖNÜNDEKİ İNSANA ÇİFT TIKLAMAK

Önümdeki katmerli, kel ve güneşten kızarmış enseye sahip amcayı bilgisayar olarak görüyorum. Şaka maka monitör gibi kafa var amcamda... Kim bilir kaç çekirdeklidir bu amca?

Çalıştırmayacağı program yoktur, o kadar beceriklidir kendi nazarında.

Eh, minibüste gidiyoruz. Benim bu çift çekirdekli amcamdan bir isteğim olacak: benim ücreti öne iletmesini isteyeceğim. Sol tıklıyorum. İki kere. "Tık tık". Cevap vermiyor. Tepkisiz. Gerçi kramp belirtisi de yok. Sadece duymuyor.

Sağ omzuna tıklıyorum. Bir kere. “Özellikler” menüsü açılıyor amcamın.

Türü: amca

Konumu: şoför hizası, önden altıncı sıra, tekerlek üstü.

Boyut: ben diyeyim bir seksen, sen de bir doksan. 123 kilo

Minibüsteki boyutu: iki kişilik yeri kaplıyor eşşoğleşek.

İçerik: elindeki poşette üç kilo soğan var.

Oluşturulma: kavşaktan binmiş minibüse.

Öz nitelikler: salt konuşur, minibüsü koordine etmeye çalışır.

Vay be amca! Sen neymişsin. Amcanın "Gelişmiş" özelliklerine tıklıyorum.

Amcam bana iki seçenek sunmuş: izin verdiğimi uygulayacak yani. Birincisi, önden gelen para üstünü arkadaki istemezse çaktırmadan cebe at, ikincisi de minibüsten çabuk inebilmek için kalabalığın ayaklarını çiğnemeye izin ver.

Vay amca vay! Amca dedik, tamam baba yarısı falan değildin de şerefsiz çıktın sen. Büsbütün şerefsizsin sen. Çaktırmadan benim yirmi beş kuruş para üstümü cebine atacaksın ha? Sesimi çıkarmıyorum diye para üstümü istemeyeceğimi mi sandın ulan? Amca dedik saygı duyduk sen benim para üstümü cebine atman için onay vermemi istiyorsun.

Eşşoğleşek seni be. Babayı alırsın.

O sinirler amcanın kel, güneşten pembeleşmiş ensesine tokadı ekleştiriyorum. Kramp giriyor, pembe ense oluyor, kırmızı. "Bu amca yanıt vermiyor" yazısını okuyorum o katmerli ensede.

Yanıt veremezsin tabi... Hem suçlu hem güçlü! Benim paramı cebine atacaktın.

Lan bi dakka, ne oluyor? Amca dur vurma! Amca yanlışlıkla vurdum o tokadı ensene. Bir arkadaşa benzettim amca. Amca! Ah! Yavaş. Amca, al bak sana para üstüm hariç bir yirmi beş kuruş daha, vurma ne olur! Ah!!

"İndirin bu manyağı köşe başında, şoför bey"

"Amca sen de ne diye uyarsın elin manyağına"

Şerefsiz şoför. Sen de gittin, indirdin beni. Amca ver yirmi beş kuruşumu! böhüe!!

BİLGEHAN ANIL

Hiç yorum yok: