29 Mart 2008 Cumartesi

AKLIMA NE GELİYOR?

"Bursa" kelimesini duyduğum an aklıma yoğurtla alakalı yemekler geliyor. Hani Bursa’nın yoğurtlu iskenderinin meşhur olması ile ilgili bir durum değil bu. Yoğurtlu ıspanağı bile geçiriyorum aklımdan "Bursa" kelimesini duyduğumda. Telaffuzu ile alakalı olsa gerek. "bur" ve "sa" hecelerini birleştirdiğinizde ağzınızın sulanışı aklınıza yoğurdu getirmesin de ne yapsın?

Dayımın oğlu var; görkem. Şişman, Michelin maskotu gibi katmerli bir çocuk... Onun yüzünü gördüğüm zaman aklıma tüylü şeftali bile geliyor.

"Gargamel" kelimesini duyduğumda aklıma kamburlar geliyor, kargalar geliyor. Her şey geliyor. Kapsamlı bir isim o Gargamel. Türkçe bir isim de değil. Şirinler çizgi filminin orijinalinde de gerçek ismi Gargamel. Ama Gargamel ismi öyle güzel düşünülmüş ki, o büyücünün kamburluğunu, kargavari bakışlarını, sinsiliğini, pis sesini her şeyini anlatabilecek derecede işlevsel. Gargamel adeta evrensel bir isim.

"Penguen" kelimesini duyduğumda telaffuzdaki "guen" hecesi bir anda yüzümde bir an tebessüm oluşturuyor ve bütün kutup penguenlerinin mesut bir hayat yaşadıklarını zannediyorum.

"Ördek" kelimesindeki "dek" hecesi bende öyle bir çağrışım uyandırıyor ki bütün ördeklerin yürürken zevzekçe espri yapacağını düşünmeden edemiyorum.

"Soprano" bildiğimiz üzere ince kadın sesine deniyor. Ancak soprano'yu telaffuz ederkenki yanak şişirme eylemi sanki "soprano dünyanın en kalın sesidir" hissini veriyor.

"Sanki" kelimesi daha "san" derken insanda bir şüphe uyandırıyor.

İsmi Cavit olanlara isimlerinin telaffuzu yüzünden gıcık oluyordum yıllarca, o ne sinsi bir telaffuzdur arkadaş? Sanki bütün Cavit’ler sinsi anasını satayım. Ancak Cavit’lerden sonra Emre’leri tanıdım hayatım değişti. Emre’lerin telaffuzunun daha sinsi olduğunu fark ettim. Onlara da kılım artık.

"Laptop" yani diz üstü bilgisayarın ne olduklarını bilmeden önce kelime içindeki "top" hecesinden dolayı dizüstü bilgisayarların hep yuvarlak, şişkin aletler olduğunu düşledim durdum.

"Düş" diye diye içlerindeki "ş" harfleri zamanla "şşşş" efekti ile uyuttu beni...

BİLGEHAN ANIL

Hiç yorum yok: