14 Ocak 2008 Pazartesi

AMMAN SELAMLAR OLMASIN!

Gece hayatında; düğünlerde tepine tepine oynayanlara, bel kıvıranlara, “Amman sabahlar olmasın” diyenlere inat suratsız bir ifade takılacağım. Nedir ulan? Hayat bu kadar tozpembe mi? Değil… o zaman ne bu neşeniz? Selam sabah da vermeyeceğim kimseye…

Amman selamlar olmasın

Düşündüm de; benim gerçekten “Amman selamlar olmasın” diyeceğim insanlar var. Tamam selam vermemek kötüdür, ayıptır, nezaketsizlik örneğidir ama herkese de selam vermek; garip… Bundan altı sene kadar önce Hamdi isminde birini tanıyordum; her yönden garip bir çocuktu. Kdz. Ereğli’deki festivale bir arkadaşıyla gelmiş; herkesle tanışıyor; yanındaki arkadaşını da herkesle tanıştırmayı ihmal etmiyor. Başladı söze: “Ben Hamdi; bu da kankam Osman”. Adamın iki lafından biri bu…

O an Osman’a sormak isterdim: “Osman kardeşim, ne iş yaparsın sen?” diye… kesin şöyle derdi: ”ben kankayım.” Onun işi kankalık. O da güzel.

Bir devinim şart insanımızda belki de. Tek yol devinim!

Siz de kapı zili,cep telefonu zili ve ev telefonu zili, hatta bağırsak boşaltım sistemi zili aynı anda çalışanlardan mısınız?

Ben senin Çekoslovakyalılaştırabildiklerindenim

Hasta mısınız? Doktorlar sorsaydı böyle…

Dabbeli matkap…

Çaycı Hüseyin tiplemesi ile Çocuklar Duymasın dizisinde ünlenen Alpaslan Özmol isimli kişinin Topkek reklamlarındaki bağırmaları hala kulaklarımda. Nefret ettirmişti yani kendinden… Uzunca bir süre ne Topkek yedim, ne de ismi Hüseyin olan çaycılardan çay alıp içtim.

Beni huşu içinde bırakanlara huşuyu soruyorum. Ben durakta bekleyeceğim onları. Gerçekten huşu ne yahu?

Hiç yorum yok: