15 Ocak 2008 Salı

MOR VE ÖTESİ Mİ MFÖ MÜ?

Mfö ile Mor ve Ötesi müzik dünyasının birbirine en ters grupları. Bir arada sahneye çıksalar gitarları birbirlerinin kafalarında kırarlar. Ne bu çelişki, ne bu tezatlık? Mfö "en tatlı sabahlar çokokrem'le başlar" diyor, hem de ağız suyu akıta akıta... Mor ve ötesi ise "güne kahveyle başladım, ağzım kuru zihnim açık" diyor. birine çokokrem, birine kahve… Biri sulu, biri kuru.

Kelebek bıçak çekip zeminde topuklarıyla sekiz çizerek hareket eden bıçkın delikanlı gibisi olsa olsa nazo gibisidir.

Zevk nakli sonucu, zevksizlerin birinde zevk uyuşmazlığı görüldü. hiçbir haltı beğenmiyor.

"Verdim gitti" diyen nikâh memurları da olsun.

çok enerji veren at amblemli Ferrari’leri doping kullanıyor diye trafikten men etsinler.

Tapu kadastro'da kadrolaşmanın doruk noktası: "tapu kadrostro"

Fidel kadastro.

"Abla teker dönüyor" dendiğinde o ablaların tekere baktığı an harbi harbi tekerleri dönsün, kovalasın her şeyi.

Tele vole tarzı magazin programlarının dış sesleri öyle dış ses olmalı ki, sınır dışı... Kapsama alanı dışı falan bir ses olmalı ki duyamayalım o sesleri. Yeter be! Ne tırtsınız.

On kilo pamuk dükkânı mı daha sıkıcıdır? Yoksa on kilo demir kaynak atölyesi mi?

kafaların bi milyon olması enflasyona göre artık değişkenlik gösterebilecekmiş. Hatta altı sıfır da atacakmışız artık. Şu an kafam sadece "bir". Hiç hoş değil.

"Git getir Bobi" ile "basamakta durmayın otomatik kapı çarpar" cümlesi arasında kalıplaşma açısından hiçbir fark yok...

Hiç yorum yok: